Yaşamımızın temel gerçekliklerinden biri de yaşlılıktır. Yaşlılık bireyin biyolojik, psikososyal ve duygusal açıdan değişim gösteren bir yaşam evresidir. Fiziksel ve günlük aktivitelerde azalma, sağlık sorunları ve bellek kaybı gibi birtakım özellikleri beraberinde getirir. Bu evrede hareketlerde ve fiziksel aktivitelerde bir azalma görülse de kişinin bilgeliği ve deneyimleri artar. Bu da bireylere ve kendinden sonraki nesillere yaşam boyunca kazandığı deneyimleri paylaşma ve toplumsal bağları güçlendirme fırsatı sunacaktır. Sosyal bağlar, sağlıklı yaşam tarzı, aktif yaşlılık, pozitif düşünme gibi faktörler yaşlılığı daha kaliteli ve olumlu bir deneyim haline getirir.

Daha kaliteli ve aktif bir yaşlanma için yaşlı bireylerin aileleriyle ve arkadaşlarıyla kurduğu ilişkiler son derece önemlidir. Yaşlı bireylerin aile ve arkadaşlık ilişkisinde kurduğu bağlar onların sosyal izolasyondan uzak durmasını sağlar. Aile bireyleriyle kurdukları bağlar güven ve ait olma hissini temsil ederken, arkadaşlarıyla kurduğu ilişkiler ise yaşlanmayı daha keyifli ve aktif hale getirecektir.

Yaşamın her evresinde olduğu gibi yaşlılık evresinde de kişiler sevdikleri insanlarla bir arada olmak, onlarla sosyal bağlar kurmak ister. Bu sosyal bağlar, kişilerin sağlıklı bir yaşam sürmeleri ve sosyal refahları için önemli bir rol oynar. Yaşlı bireylerin aileleriyle ve arkadaşlarıyla kurduğu bağlar onlara duygusal destek sağlar ve onları günlük aktivitelerde cesaretlendirebilir. Bu sayede yaşlı bireyler sosyal yaşamın içine daha kolay entegre olabilir. Yaşlı bireylerin aile bireyleriyle ve sosyal çevresiyle kurduğu bağlar onların günlük yaşam aktivitelerindeki yükünü azaltarak onlara pratik yardımlar da sunar. Bu destek yaşlı bireylerin bağımsızlıklarını korumasına ve fiziksel olarak yaşadığı zorluklarla mücadele edebilmelerine yardımcı olacaktır.

Aile bağları yaşlılar için hala önemlidir. Yapılan araştırmalara göre yaşlıların yarısından çoğu aileleriyle birlikteyken kendini daha mutlu htiğini dile getirmişlerdir. Yaş arttıkça aile desteğinin önemi de artmaktadır. Huzur evinde kalan yaşlılara kıyasla ailesiyle bir arada kalan yaşlıların hayattan aldıkları doyumun daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Yaşlılar aile içindeki bağları güçlendiren kökler gibidir. Onlarla birlikte büyüyen bir aile, her zaman daha sağlam bir ağaç oluşturur.

Yaşlılık deneyimlerle süslü bilge bir yoldur. Hayatın bilgelik ve deneyim evresinde yaşlı bireyler için aile güçlü bağlar ve güvenli bir ortam sunar. Sadece aile içinde değil sosyal hayatta da yaşlı bireyleri ve gençleri topluma entegre etmeyi desteklemeliyiz. Yaşlı bakım evleri ve huzur evleri kapsamında gençleri ve ailelerini de dahil eden projeler geliştirmeliyiz. Yaşlanmanın getirdiği bilgelik ve deneyimi gençlerle bir arada tutacak yapılar geleceğimiz ve içinde yaşadığımız toplum için son derece önem taşımaktadır. Bu projeler sayesinde yaşlı bireyler aileleriyle ve sosyal çevresiyle etkileşim halinde olabilir, kendini daha mutlu bir ortamda güvende hissedebilir.Yaşlı bireylerin aileleriyle ve arkadaşlarıyla kurduğu ilişkiler, duygusal, fiziksel ve sosyal ihtiyaçları karşılayarak onların yaşamlarını kolaylaştırır ve hayatlarının bu evresini daha anlamlı kılar. Sosyal etkileşimler, beyin aktivitesini teşvik eder ve bilişsel fonksiyonları destekler. Yaşlı bireyleri zinde tutmak, onları depresyon ve stresten uzaklaştırmak için önemli bir rol oynayacaktır. Henry Ford’a göre: “Yaşamdaki en muhteşem şey zihni genç tutmaktır.”

Zihni genç tutmak düzenli sosyal etkileşimlerle ve aktivitelerle mümkündür. Bu sosyal etkileşimler yaşlı bireylerin toplumsal hayata katılımını destekleyecek ve onları teşvik edecektir. Topluma katkıda bulunma ve deneyimlerini sunma hissi yaşlı bireylerin kendilerini değerli hmelerini de sağlayacaktır. Yaşlanma döneminin daha zengin ve daha anlamlı halde deneyimlenmesi ise bu sosyal ilişkilerin desteklenmesi ve sürdürülmesiyle mümkün hale gelir. Jackson Brown’un da dediği gibi: “Hoş bir biçimde yaşlanmanın sırrı, yeni insanlar tanıma ve yeni şeyler görme coşkusunu asla kaybetmemektir.”