Maltepe’de “Kent söyleşileri”nde söz kadın gazetecilerin oldu

*Maltepe Belediyesi’nce düzenlenen kent söyleşilerinin üçüncü programında kadın gazeteciler Türkiye’yi ve ülkede cemaat, eğitim, sağlık, kamu harcamaları ve adalet ekseninde yaşanan gelişmeleri ele aldı. Aldığı ev hapsi cezası nedeniyle elektronik kelepçe takılan ve evinden çevrim içi olarak söyleşiye bağlanan Özlem Gürses dakikalarca alkışlandı. Söyleşiye katılan ev sahibi Belediye Başkanı Esin Köymen, “Tam da morallerimizin bozulmaya çalışıldığı, hele şimdi sadece gazeteciler değil yerel yönetimler üzerinde de bu kadar baskıların yoğunlaştığı bir ortamda bu kadar cesaretli kadınların yanında olmak bana da güç veriyor. Bütün bu baskıların karşısında yan yana durabilmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. İşte gerçek dayanışma böyle bir şey. Hepinize çok teşekkür ediyorum” dedi.

Maltepe Belediyesi tarafından düzenlenen “Kent Söyleşileri”nin üçüncüsü, Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Elif Akkaya’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşiye ev hapsi cezası nedeniyle evinden çevrim içi olacak şekilde gazeteci-yazar Özlem Gürses ile yine gazeteci-yazarlar Çiğdem Toker ve Filiz Gazi katıldı. Türkiye’de cemaatleşme, cemaatleşmenin sağlık, kültür ve adalet gibi alanları etkilemesinden kaynaklı yaşananlar, sosyal, kültürel ve ekonomik hayattaki değişimlerin ele alındığı söyleşide ilk sözü elektronik kelepçe takılarak ev hapsinde tutulan gazeteci-yazar Özlem Gürses aldı.

GÜRSES: “KELEPÇE AYAĞIMIZA TAKILIYOR AMA İNSANLIĞIMIZA TAKILAMIYOR”

İçinde bulunduğu durumdan bahseden ve haksız yere ev hapsinde olduğunu belirten Özlem Gürses, çevrim içi olarak katıldığı toplantıda izleyicilere elektronik kelepçesini göstererek, başından geçen süreci anlattı. Gürses, “Salonu dolduran değerli misafirlerimize kocaman kalpler gönderiyorum. Herkesi sevgiyle kucaklıyorum. Kelepçe ayağımıza takılıyor; aklımıza, fikrimize, düşüncemize, gazeteciliğimize insanlığımıza takılamıyor. O yüzden bugün değerli bir kadın başkanın ev sahipliğinde, yine kadın dayanışması içerisinde meslektaşlarımla olacağım için hepinize çok teşekkür ediyorum. Bu süreçte yanımda olan çiçek gönderen, çorba gönderen, beni ziyaret edip yalnız bırakmayan herkese minnettarım. Bir süredir yayınlarımı evden yapıyorum, evim bir stüdyoya dönüştü. Hakkımdaki iddianame halen yazılmış değil, bu ev hapsi ne kadar sürecek o da belli değil. Ancak mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi. Karşı mahallede ve karşı mahallenin medyasında konuşmanın ve tüm vatandaşlara bir şekilde ulaşıp gerçekleri anlatmanın önemli olduğuna değinen Gürses, kutuplaşma ikliminden en çok mevcut iktidarın yararlandığının altını çizdi.

FİLİZ GAZİ, “TÜRKİYE’DE İYİYE GİDEN BİR ŞEY VAR MI? DİYE SORDU:

“Görünmeyen Cemaat: Mürideler” kitabıyla cemaatlerdeki kadının rolü üzerine kapsamlı bir kitap yayımlayan gazeteci-yazar Filiz Gazi ise, Türkiye’de iyiye giden herhangi bir kurum veya şeyin olup olmadığını sorarak cemaatlerin eğitim, sağlık ve sosyal alanlardaki birçok işe el atmasının riskli yanlarına dikkat çekti. Mevcut iktidarın eğitimde çok iyi ilerleyip kadrolaştığının altını çizen Filiz Gazi, eğitimde tarikatlar ile yapılan sözleşmelerden sağlık sisteminde hastanın artık yurttaş değil müşteri olarak görüldüğüne ve doğanın, tarihin, tarihi eserlerin nasıl yağmalandığına ilişkin konuşma gerçekleştirdi. Merkez dışında yer alan mahallelere ve cemaatlere ayrıca bakmanın önemine değinen Gazi, “23 yılda kız çocuklarının hayatlarının nasıl söndürüldüğüne tanık olduk. Medya eliyle iktidar kendi meşruiyetini sağlıyor. ‘Mürit ceset gibi olmalı’, ‘Müridi olmayanın müridi şeytandır’ diyerek birçok cemaat kadınlar üzerinden egemenlik alanını genişletti. Sol muhalefet veya genel anlamda muhalefet cemaatler üzerine yeterince eğilemedi. Biz bu cemaatlerin kurduğu yurtlarda çıkan yangınlarda çocuklarımızı kaybettik” şeklinde konuştu.

TOKER, MEDYA DÜZENİ VE İHALELERE DİKKAT ÇEKTİ

Son olarak söz alan gazeteci-yazar Çiğdem Toker de ifade özgürlüğü ve kendi medyasını inşa eden iktidarın, medyasını nasıl kurduğuna ilişkin kısaca bilgi verdi. Birçok medya kuruluşunun tekelleştirildiğini, yandaş gruplara satıldığını ve şehir hastanelerinde oluşacak kadro için birçok köklü hastanenin kapatıldığına işaret eden Çiğdem Toker, “Beşli çete benim kitabımla söylenmeye başladı. İşte kamudan ihale alan bu kuruluşları, yapıları iyi incelemek, analiz etmek gerekiyor. Kamu-özel ortaklığı denilerek yapılan birçok yapı aslında devletin içinde olmadığı, tamamen zarar uğradığımız durumların yaşandığı bir düzene işaret ediyor. Şimşek programı ekonomiyi düzeltmek bir yana emekliler başta olmak üzere insanlarımızın hayatını zorlaştırıyor. Sağlık ve ulaştırma alanında inanılmaz rakamlar dönüyor. Bunların hepsini sormamız, sorgulamamız gerekiyor” dedi.

BAŞKAN KÖYMEN’DEN TEŞEKKÜR KONUŞMASI:

Söyleşi sonrası sahneye çıkarak katılımcılara çiçek veren ev sahibi Belediye Başkanı Esin Köymen, “Ben öncelikle bu dört cesaretli kadına teşekkür ediyorum. Hepiniz adına çok teşekkür ediyorum. Kadınlar adına çok teşekkür ediyorum. Moralinizin yüksek olması inanılmaz bir cesaret veriyor aslında herkese. O anlamda sevgili Özlem’e de çok teşekkür ediyorum. Çünkü tam da morallerimizin bozulmaya çalışıldığı, hele şimdi sadece gazeteciler değil yerel yönetimler üzerinde de bu kadar baskıların yoğunlaştığı bir ortamda bu kadar cesaretli kadınların yanında olmak bana da güç veriyor. Bütün bu baskıların karşısında yan yana durabilmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. İşte gerçek dayanışma böyle bir şey. Bu kutuplaşma ortamında biz yerel yönetimlere adil olarak vatandaşlara yaklaşmak ve hizmetlerimiz buna göre sunmak görevi düşüyor. Bu şekilde daha iyi çalışabiliriz. Emeğinize, yüreğinize sağlık.” dedi. Etkinlik sonrasında Filiz Gazi ve Çiğdem Toker, kitaplarını imzaladı. (Sesimiz)